HABERLER

   1989 yılında Bulgaristan’dan zorunlu göç ile göç eden Remzi ve Gülseren Aydın çiftinin tek oğludur. Gebze’de doğdu. İlk ve orta öğrenimini Darıca İlköğretim Okulu’nda, liseyi Gebze Anadolu Lisesi’nde tamamladı. İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Lisans Programı mezunudur. Opera Sanatçısı Hande Arık Aydın ile evlidir. Gemak Tersanesinde Arge Prototip Atölye Şefi olarak çalışmaktadır. Uzun dönemdir şiir ile ilgilenmektedir. Osmaniye’de düzenlenen 22. Uluslararası Ekmek Ödüllü Şiir Yarışması’nda “Bugün” isimli şiiriyle üçüncülüğü bulunmaktadır. Gemlik Haber Gazetesinin destekleriyle düzenlenen 2021 Altın Kalemler Sonbahar Şiir Yarışması’nda mansiyon derecesi elde etmiştir. 2022 Yılında Eskişehir Sanat Derneğinin düzenlediği 14. Yunus Emre Şiir Yarışması’nda “Analar Bilirim” adlı eseriyle mansiyon derecesi elde etmiştir. 2022 Yılı Altın Kalemler İlkbahar Şiir Yarışması’nda Türkiye ikincisi olmuştur. Yine 2022 Yılı’nda Hollanda’da yayımlanan Doğuş Gazetesi’nin düzenlediği makale yarışmasında üçüncü olmuştur. Aynı yıl Cafe Kitap Kulübünün düzenlemiş olduğu hikâye yarışmasında ikincilik ödülüne layık görülmüştür. 2023 Yılında 15. Yunus Emre Şiir Yarışması’nda ikinci olmuştur. 2024 Yılında Myrina Yayınları’nın düzenlediği öykü yarışmasın’da “Soy Ağaçları” isimli öyküsü seçki listesine seçilmiş ve “Fıstıklı Helva” isimli kitapta yer almıştır. Yine 2024 Yılında: 110. Yılında “Sarıkamış Şehitleri’ni anma amacıyla Kafkas Üniversitesi Fen- Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü öncülüğünde ve Sarıkamış Dernek Başkanlığı’nın destekleriyle düzenlenen şiir yarışmasında üçüncü olmuştur. 2025 Yılında 11. Simit Çay Edebiyat Etkinlikleri Şiir Yarışması’nda “Emek” adlı eseriyle birinci olmuştur. Karabük Gazeteciler ve İletişim Derneği (KAGİD) ile Mor Safran Kültür ve Sanat Derneği işbirliğiyle düzenlenen “3 Nisan Neden Sanayi Günü olmalıdır” konulu kompozisyon yarışması’nda mansiyon derecesi almıştır. 2023 Yılında ilk şiir kitabı: “Askerin Gönül Defteri” yayımlanmıştır. Bambu, Sarı Koza, İnsancıl, Yedi İklim gibi edebiyat dergilerinde ilk şiirleri yayımlanmıştır. 

HİKMETİN PAYİTAHTI AKŞEHİR

Açıl makber kapısı, hikmeti haykır molla!
Türabın derunundan göğü delsin kelamın.
Ey dervişler yuvası, sadrından bir hu yolla!
Çalap’ın şah tahtından arşa değsin selamın.

Sensin şehr-i pirüpak, sensin kutlu şehriyar,
Bağrının hamurunda hidayeti yoğuran...
Ey sen kadim Akşehir, sensin aydınlık diyar,
Sütrenin zuhurunda şemsini tutuşturan...

"Tasavvufun başkenti" tescillenmiş adının
Asırlardan beridir mutasarrıfı sensin.
Ey bilgeler bilgesi, kalbindeki yargının
Hak yolunda seyreden mutasavvıfı sensin.

Fütursuz her lahzada hakkı açar ışığın;
Gölgeler düşmez asla gecenin perdesine.
Akşehir sen kazansın, aşkı saçar kaşığın,
Yârenler mutfağından yolcunun sinesine...

İçindeki terennüm huzurunu şakıyor,
Dergâhına kurulan aşiyan bahçesinde.
Çilingirin hu'ları yürekleri açıyor,
Erenler makamının Akşehir mevkisinde.

Şehirlerin kimsesi, bu şehir senin evin...
Sil nârın' sancısını Mustafa Türâbî'nin.
Ey hikmetin alimi, Rabbin seninle, sevin!
Bak işte kimsesisin her şeyin sahibinin!

Selam Hacı İbrahim, Seyyid Mahmût Hâyranî!
Dedelerin yurdunda feyzin davacıları...
Selam ey Seyyid Yunus, selam ya Nâhcivanî!
Gülistanın bağında hakikat bağcıları...

Meftunluk mayasını yüreklere çaldınız
Nefsi nedametleri zindanlara atarak...
Özün güzergâhında Beytullah'a vardınız
Hakikatin sırrını Akşehir'de açarak...

Haydi söyle Akşehir, rüzgârdaki sesin mi?
Kulağıma fısılda derindeki gizini.
Veçhime çarp gerçeği, Cennet de merkezin mi?
Göster bana ne olur cevherinin izini!

Mizahın payitahtı, seni dünya tanıyor;
Kıssadan hisselerin her an devriâlemde...
Fıkran Nasreddin Hocam, tebessümler saçıyor;
Nüktenin belagati düşün dolu âlemde...

Gülüyorsun Akşehir her zaman gül ve güldür!
Sırtını dayadığın koskoca Nasreddin var...
Biliyorsun Akşehir her zaman bil ve bildir!
Hikmetin kucağında saf tutan bir ceddin var... 

Huşu senin Akşehir, huzura çıktı dilin.
Semalara dokundu tesirli nağmelerin.
Lütuf senin Akşehir hikmeti tuttu elin.
Gönülleri doldurdu ilahi kalemlerin.

ERSİN AYDIN

   Günümüz şairlerindendir. 1974 yılında Karaman’da doğmuştur. İlk ve orta tahsilini Karaman’da yaptıktan sonra Selçuk Üniversitesi Karaman Meslek Yüksekokulu Et Endüstrisi Bölümünden 1999 yılında mezun olmuştur.

Edebiyata, özellikle şiire olan tutkusu ilkokul yıllarında başlamıştır. İlk şiirleri lise yıllarında yerel gazetelerde yayımlanmaya başlamıştır. Hece ağırlıklı olmak üzere serbest tarzda şiirler yazmıştır. Aynı zamanda öykü ve hikâye yazarı olarak tanınmaktadır. Ülke çapında ve uluslar arası arenada düzenlenen birçok edebi yarışmalarda dereceye girerek çok sayıda başarı ödülü almıştır. TRT repertuarında bestelenmiş eserleri bulunmaktadır.

Eserleri birçok edebiyat dergisinde, yerel ve ulusal gazetelerde yayınlanmıştır. Yerel radyo ve televizyonlarda programlar hazırlamış ve sunmuştur.

Türkiye İlim ve Edebiyat Eseri Sahipleri Meslek Birliği (İLESAM) İl Denetleme Kurulu üyesidir. Türkiye Yazarlar Birliği üyesidir.

Kitapları: Aç Gözlerini Anne (2006), Hicran Yağar Karaman’a (2009), Nâr-ı Muhabbet (2015), Tuz (2019) Beni, Kalbimden Tanı (2022)

VAKİT AKŞEHİR’DİR

Uçun ak güvercinler, yol Akşehir diyerek;
Aşka kanat çırparak, yorulmanın vaktidir.
Vuslatın libasını, bayram diye giyerek;
Taşına toprağına, sarılmanın vaktidir.
Eksilmesin üstünden, bereketin gölgesi.
Akşehir lügatimde kâinatın busesi.
Bir yanımda huzur var, bir yanımda su sesi.
Muhabbet mayasıyla karılmanın vaktidir.
Zümrüt rengi bir gölün sularında akarak.
Arasta’da maziye, isli çıra yakarak.
Hıdırlık’ta bir şehrin, cemaline bakarak;
Huzurun diyarında, sorulmanın vaktidir.
Bir şehir ki suların, dost emrine uyulur.
Ne tahinli pideye, ne kiraza doyulur.
Nasreddin’in kalp sesi, her adımda duyulur.
Mazinin kapısına, vurulmanın vaktidir.
Gül cemali gönlümde, cümle gamı silende.
Kerem’in kalbi çarpar, onu Aslı bilende.
Yer gök düğün yeridir, kapısına gelende.
Saatlerin vuslata, kurulmanın vaktidir.
Bir şehir ki ayakta, tutar gönül kubbeni.
Seyyid Mahmud Hayrani, çağırır durur beni.
Bu diyarda unuttum, kastı, garezi, kin.
Fırtına boran iken, durulmanın vaktidir.
Vardım Ulu Cami’ye, beni benden ondurur.
Saçağı aşiyandır, cümle kuşu kondurur
Taş Medrese kalbimi, yundurur da yundurur
Umutla yeni baştan, dirilmenin vaktidir.

Zaman orda zamandır, kucağından akınca.
Bir başkadır hersesi, burcu burcu kokunca
Takkasızlar Konağı, kalp gözüyle bakınca;
Mihman olup kapıdan girilmenin vaktidir.
Gönüllere aş pişer devleşen bir kazanda;
Ekmeğime lezzeti, imbiğinden sızanda.
Karargâhta yiğitler, kurtuluşu yazanda
İstiklalin emrine verilmenin vaktidir.
Derunumda saklıdır, tarih kültürün yurdu.
Hoca Nasreddin göle maya çalmaya durdu.
Bir şehir ki mührünü, koca cihana vurdu.
Kıvancın zirvesinde, görülmenin vaktidir.

İBRAHİM ŞAŞMA

   1990 Erzurum doğumluyum. Kars Kafkas Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümü mezunuyum. Özel sektör çalışanıyım. Kocaeli Darıca’da yaşıyorum. Basılı ve dijital çok sayıda öykü ve şiirlerim yayımlanmış olup ulusal ve uluslararası şiir yarışmalarında çeşitli dereceler aldım.

Gönül Dergahı Akşehir

Yüreklerin dileği, yarınlara muştunla,
Beklenen tecelliye, kadersin ey Akşehir
Büsbütün kuşatarak, mukaddes okuntunla
Ümmetin yarınına, lidersin ey Akşehir

Düşkünün tuttuğu el, muhacire ensarsın
İlimin küberası, Nahçıvani'de yarsın
Ali’nin cesareti, kınında Zülfikâr’sın
Diriliş cephesinde nefersin ey Akşehir

Seyit Yunus ses olur, irfanın ummanında,
İbrahim Veli Sultan, yoksulların yanında,
Ecdadım ilham buldu, asırladır şanında
O nurlu gökyüzünle, sehersin ey Akşehir

Pusatlanan küffar, dinime savaş açmış
Tek dişli canavarın hayrı da ölüm saçmış
Ne zaman ki Hakk gelse, batıl oradan kaçmış
Zırhlı kalkan misali, sipersin ey Akşehir

Nasrettin Hoca rehber, karanlığa sıraçtır
Adaletle eğitmek, en yeğane amaçtır
Alim olanın bile, uykusu da miraçtır
Kendi iç alemine, sefersin ey Akşehir

Çağ açıp çağ kapatan, mâziye aşinasın
Yarınlara kök salıp, doğuracak anasın
“Üstünlük takvadadır” öyle ki müstesnasın
Hikmet nazarında, cevhersin ey Akşehir

Seyit Mahmut Hayrani, mukaddes cezbesiyle
Allah diyerek yanan, o gönül Kabe’siyle
Akşehir’de asırlara, şevk veren türbesiyle
Sen o feyzi haykıran, minbersin ey Akşehir

Sen ulu bir çınarın, uzun kökü kadarsın
Şu mübarek davayı işlemeye mazharsın
Tuğla tuğla örecek, geleceğe mimarsın
Fazilet gergefinde hünersin ey Akşehir

Kuran’la bezenecek, keşâneler beldeler
İslam ahlakı ile nurlanacak haneler
Hakk dini mübin için müyesserdir kaleler
Batılın karşısında, zafersin ey Akşehir

Ey Tevhid ışığıyla hilal gibi nurlanan
Rabb’in dava ateşi, yüreğinde harlanan
Hidayete çağrıda, Musa gibi Tur’lanan
Ümmet-i Muhammed’e, rehbersin ey Akşehir.

HAKAN İLHAN

   1965 yılında Konya İli Akşehir ilçesi Cankurtaran köyünde doğdum. İlkokulu köyümde, ortaokul ve liseyi Akşehir İmam Hatip Lisesinde bitirdim. 32 yıl İmam-hatip olarak görev yaptım. Bu esnada çeşitli sivil toplum kuruluşlarında görev aldım. 2016 yılında emekli oldum. Küçük yaştan beri şiirle ilgilendim. Farklı şiir yarışmalarına katıldım. Halen Akşehir’de ikamet etmekteyim.

AKŞİİR

Bir şehri anlatmak isterim size,
Selamla başlamak gerekir söze,
Şehri Beyzamız hiç gelmesin göze,
Bizlerden bir dua alsın Akşehir.
........
Yalvaç, Şarkikaraağaç batısı,
Sultan Dağları'dır şehrin çatısı,
Anadolu'muzun gizem kutusu,
Gezenler hep huzur bulsun Akşehir.
........
Seyyid Yunus'umuz, Vahhap Gazi'miz,
Selçuklu'dan gelir bizim mazimiz,
Tefsir alimimiz; Nahçevan'imiz,
Kıymetini herkes bilsin Akşehir.
........
Alanyurt'tadır İbrahim Veli'miz,
Çoban Dedemize biz dua ederiz.
Kederde de sevinçte de hep biriz,
Bize böyle herkes gelsin Akşehir.
........
Selçuklu'dan tarih kokan camiler,
Taş Medrese, Garp Cephesi, müzeler,
Dar sokaklar ile cumbalı evler,
Yıkılmayıp da hep kalsın Akşehir.
........
Nasrettin Hoca'mız göle varıyor,
"Ya tutarsa!" deyip maya çalıyor,
Anlayanlar ondan dersin alıyor,
Düşünürken bile  gülsün Akşehir.
........
Ne güzeldir Takkasızlar Konağı,
Tuzlukçu, Çeltik ile Yunağı
Can İlimder bize kursun bu bağı,
Hep birlikte mutlu olsun Akşehir.
........
Çay içtin mi Rüştü Bey'in Hanı'nda,
İplikçi Cami'si  onun yanında,
Seyyid Mahmut Hayrani'nin de,
Kalbine uzanan elsin Akşehir.
........
Kuzeyinde Sultandağı, Çay ile,
Etrafında küçük büyük köy ile,
Bir geçitsin asfalt ile ray ile,
Toroslardan geçen yolsun Akşehir.
........
Doğanhisar'da peşkir, Ilgın'da hamam,
Bunları bizlerden ayrı tutamam,
Veysel'in sözleri şimdilik tamam,
Dünya ortasında ilsin Akşehir.

VEYSEL UYAR

   1983 yılında doğdum. İlkokul ve ortaokul eğitimimi Akşehir’de tamamladım.  Liseyi Konya Ereğli İvriz Anadolu Öğretmen Lisesinde okudum. Üniversite eğitimini Ankara Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği Bölümünde tamamladım. Halen Akşehir Nihat Dayanık İlkokulunda görev yapmaktayım.

ERENLER ZİNCİRİ

Gönül dilinde hikmet,
Akşehir’de bir tebessüm.
Her hikmet ebedi nimet,
Sayayım size birkaç isim.

Evveli Hoca Nasreddin (KS),
Hem akil hem mütebessim.
Hem adil hem ehl-i din,
Gönüllerde solmayan resim.

Güldürürken düşündürür,
Tebessümden tefekkür saçılır.
Dinleyen nice hikmetler görür,
Hakiki hikmet kapıları açılır.

Bir diğeri Seyyid Mahmud Hayrani (KS),
Kutlu payesi makam-ı hayrettir.
Nice hikmetlere Seyrani,
Azığı Hak (CC) yolunda gayrettir.

Kendisi altın silsileden seyyiddir,
Resul-i Zişan’a (SAV) ulaşır soyu.
Yolu Sünnet-i Resul’e (SAV) aiddir,
O’ndan (SAV) feyzalır edebi, huyu.

Allah’ın (CC) nimetidir Nahcivani (KS),
Ehl-i tarik-i tasavvuftur kendisi.
Nice kutlu gönüllere bani,
Hak (CC) erenlerinin incisi.

Âleme ziya, tefsiri vardır.
Fener olur müminlerin yoluna.
İlmi küfre karşı duvardır,
Engel olur küfrün seline.

Seyyid Yunus (KS), kutuplar kutbudur.
Hakikattir, şaşmaz pusulası.
Daim hakikate rehber olur,
La ilahe illallahtır parolası.

Yol gösterir kutup yıldızının ışığı.
Nice karanlık kalpleri aydınlatır.
O’dur Hak (CC) yolunun nurlu aşığı.
Nurlu yüzü Hakk’ı (CC) hatırlatır.

Bir ummandır Şeyh Hacı İbrahim Veli (KS)
Bir damlası bin katı kalbi diriltir.
Gönül kapılarını açar tatlı dili.
Hayra anahtar, şerre kilittir.

Anahtarı muhabbetullahtır, kalpleri açar.
Hak (CC) aşkıyla gönülleri doldurur.
Dokunduğu kalbe hikmet incileri saçar.
Eğri yoldan alır, doğru yolu buldurur.

Erenler zinciriyle bağlı şehr-i beyzamız
Her halkası Hak (CC) kapısına götürür.
Hiç bitmesin erenlere sevdamız.
Erenler zikrullahı akla getirir.

KENAN YILMAZ